Bu dönemin en etkileyici olayı II. Dünya Savaşı'dır. Türkiye bu savaşa katılmamıştır ama savaşın etkileri toplum yapısında özellikle ekonomide büyük ölçüde hissedilmiştir.
- İkinci Dünya Savaşı sonrasında "insan", "yaşam" ve "dünya" arasında güvenilir olmayı gerektirir; yeni ortaya çıkan dünya görüşleri, sanat anlayışımızda köklü değişikliklere yol açar.
- 1940'tan sonraki yazar ve şairlerin daha çok sosyal gerçekçilik akımına bağlı kaldıkları görülür. Ülkenin içinde bulunduğu sosyal değişim ve gelişme bütün yönleriyle bu dönemin eserlerine yansıdı.
- Anadolu'nun "yurt" ve "köy" sorunlarına hikâye, roman ve tiyatro eserlerinde yönelim başladı.
- Öykü ve romanda "gerçekçilik" egemen sanat anlayışı olarak yerleşmiştir. Bu yıllar "yeni, yenilik" ya da "yeni nesil, genç nesil" gibi kavramların en çok konuşulduğu yıllar olmuştur.
- Sanatçılar sorunları ele alırlarken kendi siyasi görüşlerini eserlerine yansıtmaya başladılar.
- Eserlerin dil ve anlatımında büyük değişimler yaşandı. Dildeki özleşme özellikle 1950'li yıllardan sonra hız kazandı.
- Son dönemdeki eserlerin dili oldukça sadedir. Anlatım, çoğunlukla anlaşılır ve sanat kaygısından uzaktır.
- Bu dönemde şiirde hece ölçüsü bütünü ile aşılmış, tek amaç yenilik olmuştur. Şiirde serbest nazım fazlaca kullanılmış; az da olsa halk şiirinin ve klasik edebiyatın nazım şekillerini kullananlar da olmuştur.
- Bu dönemin yazarları kalıcı ve güçlü gruplar oluşturamadılar. Özellikle 1940'tan sonra yazar ve şairlerin dünya görüşleri eserlerinin özünü oluşturmaya başladı.
- Sahne dili ve tiyatro tekniği belli bir olgunluğa ulaşmıştır.
- Tiyatroda köy ve şehir hayatı, dar gelirli insanların ailevî sorunları ile Osmanlı tarihi, işlenen başlıca konular olmuştur.
- Yazı diliyle konuşma dili arasındaki fark ortadan kalkmış, dildeki sadeleşme çabaları aralıksız olarak sürmüştür.
- Edebiyatımız bu dönemde toplumcu bir karakter kazanmış gerçekçi bir anlayış güdülmüştür.
- Aruz ölçüsünün yerini hece ölçüsü almış, şiirlerde de günlük konuşma dili kullanılmıştır. Yine bu dönemde şiirin biçimce daha da serbestleşmesi sağlanmıştır.
- Şiir, roman, hikâye ve tiyatro gibi türlerde önemli gelişmeler olmuştur. Romanda ve hikâyede halk gerçekleri tamamen yerleşmiştir. Yine tiyatro ve deneme alanında büyük gelişmeler gösterilmiştir.
- Cumhuriyetin kuruluşuyla 1940 (İkinci Dünya Savaşı) yılları arasında eser veren şair ve yazarlar genellikle daha önceki Milli Edebiyat akımının etkisinde tam anlamıyla "yerli" ve "halka doğru"; veya Batı'nın, özellikle Fransız edebiyatının etkisinde kişisel yollarında yürümüşlerdir.
- Edebiyatımız İstanbul aydınlarının tekelinden kurtulmaya başlanmıştır. Anadolu'dan aydır yetişmeye başlamıştır.
- Cumhuriyet'ten önce sadece sempati duyular Türk Halk sanatları ve folkloru ön plana alınmış öncekilerin küçümsediği Karacaoğlan'ın, Yunus'un tarzı örnek alınmıştır. Artık harf benzerliği de kurular Batı edebiyatı daha yakından takip edilmiştir. Türk edebiyatı, Batı edebiyatının yeniliklerini, akımların uygulamaya başlamıştır.
- Yeni dil ve eski dil tartışmaları Cumhuriyet ile noktalanmış, siyasi güç, olayı tekeline almış ve Türk Dil Kurumu'nu kurarak dilde geri dönülmez bir yenileşmeye yoluna gidilmiştir. Ancak bazen çok aşırıya gidilerek halkın anlayamadığı kelimeler dile konularak Türkçe yabancı bir dil haline gelmiştir.