Fecri Aticiler şiirde olduğu gibi roman ve hikâyede de
Servet-i Fünuncuları takip etmişlerdir.
Fecr-i Ati roman ve hikayecilerin çoğu üslupta yapmacıklı
bir tarza bürünmüşlerdir.
Refik Halit ve Yakup Kadri Karaosmanoğlu bu dönemin en
mühim roman ve hikâye yazarlarıdır. Ancak ikisi de sonradan Milli Edebiyat
akımına dahil olmuşlardır. Bu yazarlar asıl edebi hünerlerini Milli Edebiyat
Akımı içerisinde göstermişlerdir.
İzzet Melih Devrim ve Cemil Süleyman Alyanakoğlu bu
dönemde roman ve hikâye yazan diğer iki sanatçıdır. Ancak onlarda da sonraları
Milli Edebiyatın tesirleri görülmeye başlanır.
Cemil Süleyman'ın üzerinde Mehmet Rauf'un etkisi görülür.
"Siyah Gözler" adlı romanında dul bir kadının psikolojik tahliline
yer verilmesi bu düşünceyi desteklemektedir. Ayrıca hikayelerinde sıradan halk
tiplerini hikayelerinde karakterize etmesi Cemil Süleyman'ın dikkat çeken
özelliklerindendir.
İzzet Melih'in en belirgin özelliği ise aşk konusunu
yapmacıklı ve özentili bir tarzda vermesidir. Tezat isimli romanında bu açıkça
görülür.
Bu dönem hikâye ve romanları teknik açıdan kusurlu bir
görünüme sahiptir.
Özellikle romanlardaki psikolojik tahliller oldukça başarılıdır.
Hikâye ve romanlar ağır ve süslü bir dille yazılmış. yer yer
yapmacıklığa düşülmüştür.
Maupassant tarzı dediğimiz olay öyküsü örnek alınarak
eserler yazılmıştır.